2 Şubat 2013 Cumartesi

Benim Adım Khan donmadan

2010 yapımı Karan Johar'ın yönettiği bu bolywood filmi kurgu ve hikaye bakımından her ne kadar FORREST GUMP, oyunculuk performansı bakımından da RAİNMAN filmlerini anımsatsa da anlatımı dili ve kütürü açısından hindistan filmi olduğu aşikar görünüyor ve kendini izletmeyi izlerkende eğlendirmeyi gayet iyi bir şekilde başarıyor…. Rizvan Khan karakterinin müthiş işlenişi, oyunculuktaki başarı ve konunun tanıdık olması filmin akıcılığına büyük katkı sağlıyor. Film yüksek bir enerji ve mutluluk haliyle giderken birden bire gerilim haline atlıyor ki, geçiş oldukça başarılı…. Filmin temelinde 11 eylül saldırısı sonrası amerikalıların müslümanlara bakış açıları ve yaptıkları yer alıyor rizvan khan da filmdeki en öne çıkan replikle, "my name is khan and i'm not a terrorist" sözü ile onlara öncülük ediyor bir anlamda….Film, aslında (otizmli) bir adamın sakatlığa, güçsüzlüğe karşı yaptığı savaşını anlatmıyor. hasta adamın, tüm dünyada olan terör, savaş, nefref ve düşmanlığa karşı yaptığı savaşı anlatıyor. … my name is khan filmi aynı zamanda islam'ıda ele alıyor. islam'ı ve dünyanın islam'a bakış açısını ele alıyor. fakat taraf tutmadık. biz sadece iyi insanların ve kötü insanların var olduğunu söylemeye çalışıyoruz. kötü hindular, iyi hindular, kötü hristiyanlar, iyi hristiyanlar olmaz. ya iyi bir insanızdır, ya da kötü bir insanızdır diyor… Evet dünyada iki tür insan vardır. İyi insan ve kötü insan. Bana annem öyle öğretti diyor asperger sendromlu Khan film boyunca….ve 11 eylül'ü ve din ayrımcılığını anlatmaya çalışırken de her dinden saf iyi ve saf kötü insanlara odaklanıyor ve iyiliğin dinden değil içten gelen bir duygu olduğunu anlatmaya çalışıyor.. olan bitenin rizvan khan'ın gözünden anlatılması ise her şeyi daha duru, daha anlaşılır, daha masum, daha çarpıcı yapıyor. bir insanın mensubu olduğu din, ırk, sosyal grup yüzünden nasıl dışlandığını, soyadı yüzünden açıkça, acımasızca terörist damgası yediğini ve buna nasıl adım adım karşı geldiğini shah rukh khan'ın şöleniyle şahit oluyorsunuz…. Shah Rukh Khan ın fevkalade oyunuculuğu hakkında çokda konuşmaya gerek yok zaten.yorumun başında belirttiğim gibi FORREST GUMP tadında bir film. hem ağlatıyor, hem güldürüyor. yakın tarihten, 11 eylül'den az da olsa martin luther king'den bahsetmesi filmin izlenilebilirliğini artırıyor. kilisede konuşma yaparken aniden ortaya çıkan şirin mi şirin tuhaf saçlı siyahi çocuğun söylediği '' we shall overcome ''ise filme renk katıyor... filmin can alıcı bir kaç noktası var ki bunlardan bahsetmek istiyorum… --> 1. Sahne: islam'ın kan akıtma dini olduğunu söyleyen doktora rizvan'ın verdiği cevaptır. rizvan bu cevapta doktora maide suresinin, 32. ayeti ile karşılık verir ve "kim, bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. her kim de bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur." der. burada islam dininin merhamet dini olduğunu onlara anlatır ve bunu söyleyen adamı şeytan olarak nitelendirir. --> 2. en çok dikkatimi çeken ve beni etkileyen sahne ise sameer öldüğünde annesi şoka girmiş bir halde ölüm saatini tekrarlarken khan çok az duyulacak şekilde "inna lillahi ve inna ileyhi raciun" diye birkaç kez tekrarlamaktadır. olaydan tamamen kopuk, hastalığının etkisiyle sadece ansiklopedik bilgilerden bahseden otistik bir adamın birden sanki ruhu ürpermişcesine >> "inna lillahi ve inna ileyhi raciun

Benim Adım Khan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.